Mardin Artuklu ilçesinde 3 yıl önce müteahhitin kaçması nedeniyle inşaatı tamamlanamayan binada hak sahiplerinin şikayeti üzerine savcılığın görevlendirdiği bilirkişi heyeti tarafından rapor hazırlandı. Binanın önünde açıklama yapan Naci Sülkü, 2016 yılından bu yana hak sahibi olarak mağdur olduğunu söyledi.
Artuklu ilçesine bağlı Işık Mahallesi’nde 3 yıl önce müteahhidi kaçtığı için tamamlanamayan bina, hak sahiplerinin şikayeti üzerine bugün savcılığın görevlendirdiği bilirkişi heyeti tarafından incelendi ve tutanak tutuldu. Hak sahiplerinden Naci Sülkü, “Bitmiş, tapusu hazır evlerimize giremiyoruz. Tehdit altındayız. Küçük bir şehirde yaşıyoruz, böyle bir haksızlığı kabul etmek istemiyoruz.”
“HAKKIMIZI SAVUNDUK, MAHKEME OLDU”
Naci Sülkü dedi ki:
“Biz hak sahipleri yıllardır mağduriyet çekiyoruz. 2016 yılından beri yapımı devam eden ve 2018 yılında inşaatı tamamlanan ve gördüğümüz yerde teslim aldığımız tapulu dairelerimize giremiyoruz. hak sahipleri kalan işleri bitirip geri kalan işleri bitirdiler ancak biz kendi aramızda toplantılar yaptık toplantılara katılan arsa sahibi ve müteahhit bizim bitirdiğimizi görünce inşaatın bitmesini engellemeye başladılar. inşaatı bitirdik.geri kalan süreçte hak sahipleri olarak biz arsa sahibi ve müteahhit ile mahkemeye gittik.daire fiyatları artınca bazılarının iştahı kabardı ve tapu iptal davasına gittiler ortak çıkarlarla birlikte Bugün tapu iptal davası için geldiğimizde şu anda Mardin’in en kanayan yarası olan açgözlülükle karşı karşıyayız.Halkın hakları ve yasaları çiğnenmiştir. Şimdi temel dahil atılmayan binalarda evler satılıyor. Bitmemiş bir binanın şimdi nasıl tapusu olur?
“BİTMİŞ EVLERİMİZİ TESLİM ETMİYORLAR”
Bitmiş, tapusu hazır olan evlerimize kendimiz görerek giremiyoruz. Tehdit altındayız. Küçük bir şehirde yaşıyoruz, bu tür bir adaletsizliği kabul etmek istemiyoruz. Artık tüm kapılarımız, pencerelerimiz ve tesisatlarımız çalındı. Mahkemede devam eden süreci kandırmak adına kendi aralarında yaptıkları anlaşma sonrası elimizdeki materyalleri çaldılar. Bugünkü değeri 5 milyon olan mevcut malzememizi 100 bin liraya hurdacıya sattılar. Bu hangi hak ve hukuka, hangi vicdana sığar anlamıyoruz. Geçtiğimiz günlerde yine burada bire bir şekilde toplanıp hakkımızı aramıştık ancak gelen polis grupları hiçbir şekilde ilgilenmedi. Basında çıkan haberden sonra gece geç saatlerde gelip bizi aradılar ve keşfetmek istediler. Öyle bir muz cumhuriyetinde yaşıyoruz ki öyle perişan durumdayız, perişan haldeyiz. Bugünlere geldiğimiz süreçte uzmanlar tarafından yapılan incelemeler sonucunda umarım hakkı bulunur. Gerekli kurumlardan hakkımızı talep ediyoruz, kendi emeğimizi talep ediyoruz. Evlatlarımızın hakkı başkasına, oburun hakkı da bize geçmesin. Bu mübarek Ramazan ayında bize yapılan bu zulmü görenleri Allah’a havale ediyoruz. Hak sahipleri olarak, vatandaş olarak bunu kabul etmiyoruz.”
